2 Aralık 2011 Cuma

Özgüven & Özsaygı


Değerli Eğitmenlerimden Güray Bey'in sohbetlerinden birinde, konu özgüven ve özsaygıya geldi.

son derece önem verdiği bu iki kavram, kişinin önce kendisi ile sonra da hayat ile barışık olabilmesi için çok kritikti. ilk başta sordu sınıftaki arkadaşlara, sizce nedir, tanımlayın bunları diye.

bir çok güzel fikir ve tanım çıktı doğal olarak. ama sağolsun biraz da orijinal (daha samimi bir ifade ile ARIZA) bir tip olduğumu bildiği için bana da söz verdi.

ben de kısaca tanımladım;

Özgüven YAPABİLDİKLERİMDİR. Özsaygı ise YAPAMADIKLARIM.

Değerli Dostlarım,

Bazı durumlar vardır, bedeli ne olursa olsun, size zarar verse bile yaparsınız. ya da sizi bir yere götüreceğini bilseniz bile yapamazsınız.

Değerli büyüklerimden biri ile yaptığım keyifli bir sohbet sırasında bana sordu; "hiç mi korkmuyorsun bunlarla uğraşmaktan, sana ne faydası var, hiç mi endişen yok?"

elbette korkularım ve endişelerim vardı ve hala var. ancak cesaret korkusuzluk değildir. sizi korkutan bir durumda bile tereddütsüz şekilde, kendinizden daha büyük değerler uğruna doğru bildiğinizi yapabilme kabiliyetidir.

"bak boğaç" dedi değerli büyüğüm. "Gladiator filminde bir söz vardır; -win the crowd-. kalabalığı kazanmalısın."

aynı filmin hemen başında bir söz daha vardır, komutan maximus ordularını savaşa sürmeden hemen önce şöyle der; "what we do in life, echos in eternity"

Maksimus, kalabalıkları babasını öldürerek imparator olan adamın elini öperek değil, savaşta ordularının başında kazandığı zaferler ve sonrasında ölüme gönderildiği ormandan kaçıp düştüğü arenada gösterdiği cesaret ile kazanmıştı.

Atatürk'te savaşmayı değil ölmeyi emretmemiş miydi?

işte bu yüzden, yıllarınızı da verseniz, yel değirmenlerini de durdursanız, el attığınız her işi de büyütseniz, eğer YAPABİLDİKLERİNİZİN sonuna gelir ve/veya sizden beklenenleri YAPAMAZ duruma gelirseniz, demir alma zamanıdır.

endişe edecek bir şey yoktur aslında. özgür bir denizci için bir limanın dünyanın en güzel ve en güvenli limanı olduğuna inanmak ve o limanda demirli kalmak büyük bir kayıp olamaz.

bir gün başka bir limanda, hatta daha da güzeli, açık denizlerden birinde görüşmek üzere...

2 yorum: